Az önce izlediğim bir ana haber bülteninde belki de 20 dakika sadece kavga, tartışma ve ÖLÜM haberleri vardı. İnsan doğasıdır, mutlaka olacak. Bir gün neşeli ve mutlu, başka bir gün kızgın, kindar. Bazen bu olayların artmasına medyanın sebep olduğunu düşünürüm. Belki de yanılıyorum. Son yıllarda ulusal ve uluslararası sinema ya da dizilerde CASUS filmlerine ve dizilerine çok rastlar olduk. Hatta bir çok film ya da dizinin istihbarat destekli senaryolaştığını yada AJAN sanatçılar tarafından oynandığı iddialarını internette okuyoruz. Bir çok yerli ve yabancı işadamının aslında birer AJAN olduğu, şirketlerinin ticari görünümlü, CASUS şirketler olduğu gibi internetin derinliklerinde garip yorumlar da var. Ticari şirketler, bankalar, siyasi partiler, hükümetler gibi resmi, özel kurumlarda İSTİHBARAT bölümleri olduğunu da görüyoruz. Görünen o ki önümüzdeki yıllarda daha da çok istihbari faaliyeti özel hayatımız da da hissedeceğiz.
Peki neden? Niçin özellikle gençler 007 Bond yada Ajan Ethan olmak istiyor? Pahalı bir Rolex ya da Akıllı Saat takmak için mi? Kız/Erkek arkadaşlarına hava atmak için mi? Belki de ülkelerine hizmet etmek istiyorlar ve en gizemli yöntemi seçiyorlar. Her zaman, 007 Bond ve Ajan Ethan da olduğu gibi başarılı görevlere çıkıyorlar. Siz hiç başarısız AJAN duydunuz mu? Nedense her başarılı kişi ya da şirket ve devletin arkasında sadece İSTİHBARAT örgütü var. Demekki başarıyı sahiplenmekte de çok başarılılar.
Bir de INFORMANT (MUHBİR) ler var. Ülkemizde 2018 yılında çıkarılan bir yasa ile muhbirlik suç olmaktan çıkarıldı. Demekki devletin güvenliği için gerekli bir düzenleme. Muhbir’in sözlük anlamı, maddi bir değer karşılığı bilgi veren kişi olarak görülüyor.
Doğaldır ki klasik yöntemlerin dışında artık dijitalleşme veri toplamayı kolaylaştırdı. Bilgisayarlarınız, saatleriniz, telefonlarınız sürekli veri kaydediyor ve ihtiyaç olduğunda anlık olarak veriler alınıyor. Mesela kullandığınız bir mesajlaşma uygulaması ne kadar masum? Yada evinizdeki TV uydu alıcısı hangi görüntüyü iletmekte daha çok başarılı?
Peki bu denge nasıl sağlanacak? Devlet denildiğinde ne zaman insanların aklına diğer kurumlarda gelecek? Ülkesi için hizmet eden genç bir asker, bir mimar, bilim insanı , bir iş insanı ya da bakan daha az mı değerlidir?
Mesela seçimlere de gerek olmayabilir, istihbarat örgütleri yetiştirir ve atama ile hükümet başkanlarını, bakanları yerleştirir. Gazeteci mesela. Yaz derler, yazar. Yok mudur? Bilemem, bir gazeteciye sormak gerek. Mesela bir dernek/federasyon başkanı düşünün, çok faal ve/veya hiç bir faaliyeti yok ama AJAN. Olamaz mı ? Bilemem, bir dernek/federasyon başkanına sormak gerek.
Velhasıl, ölüm hayat oyunun gerçek bir kuralı ise, istihbarat ta yaşamımızın yapay, zorlama bir kuralı. Siz hangi roldesiniz? AJAN mı, MUHBİR mi? DOKTOR mu? MÜHENDİS mi? HEMŞİRE mi ? vs vs vs…
Hiçbiri değilseniz, o zaman Matematik Profesörü Ali Nesin’in dediği gibi, HER ŞEY SADECE ZİHNİNİZDE’dir.